-NAGAZAKİ-
Tür: Öykü
Sayfa: 311
Anlatım: sade,akıcı ve açık
Gerek kapak tasarımı gerekse ismiyle dikkat çeken, uzun süredir okumak istediğim bir kitap olan Nagazaki ile bir cumartesi sabahından herkese selamlarr!
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki aslında açıklama kısmını okuyunca farklı bir içerik bekliyordum,atom bombası ve sonrasında yaşananların konu aldığı bir roman okuyacağım düşüncesindeydim fakat kitap esasında bir öykü kitabı.Romanlar gibi öykü kitaplarını da çok severim fakat bu kitaptaki öyküler normallerinden biraz da farklı. Her biri yaklaşık 15-20 sayfa olmasına rağmen aslında öyküler kısa ama kendi içlerinde birer roman tadında diyebilirim. Bu yönüyle bence hoş bir deneyimdi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemide aslında bu kitabı okumak biraz manidar olsa gerek. Çünkü bakıldığında aslında Nagazakiye 75 yıl önce atılan bomba da radyoaktif bir salgındı ve etkisi hala sürüyor...
Bu öykü kitabının İçerisinde 70 yıl önce atom bombasının patladığı nokta yani bombanın ana merkezi olan, Nagazaki'nin Urakami semtinde geçen çeşitli öykülerden oluşuyor.
Öykülerin hepsi birbirinden farklı olsa da kitabı bitirince aslında öykülerdeki kahramanların atom bombası sonrası yaşadığı travmalara , karakterlerin kolektif bilincinde açtığı derin yaralara rastlıyoruz.
Hem nükleer şiddetin hem de beraberinde Hristiyanlığı kabul eden insanlara karşı kendi devletlerinin yarattığı şiddetin aslında toplumdaki etkilerine de değinilmiş. Kişiler kimi zaman Tanrının varlığını,varsa eğer böyle bir yıkıma neden izin verebildiğini ya da bunun insanlık için bir sınav olup olmadığını,Hristiyanların aslında yine Hristiyanlar tarafından nasıl ve neden bombalandığını böyle bir yıkımın neden insanlara yaşatıldığını sorguluyor.
Kısacası tüm bu yönleriyle de aslında nükleer şiddetin direkt etkilerinden ziyade toplumda yarattığı ikincil etkilerini okumak ve bu durumun izlerini görmek mümkün.
Kitabın dili son derece sade ve akıcı. Öyküler yazının başında da belirttiğim gibi kısa ve roman tadında. Bilinenin dışında farklı tarz öyküler okumak ve bu farklı öykülerin sonunda aslında ortak bir paydada birleşen ana konuyu fark etmek isteyenlere bu kitabı önerebilirim.
İçerisindeki 6 öyküden ben en çok ''böcekler'' "nektarlar" ve "kuşlar" adlı öyküleri beğendim.
Öykü kitabı okumayı sevenlere tavsiye ediyor,şimdiden herkese keyifli okumalar,sağlıklı günler diliyorum!
-Eğer siz de bu öyküleri okur ve beğenirseniz bana yorum bırakmayı unutmayınnn :))
8 Yorumlar
Bilgilendirici metin için teşekkür ederiz İlayda hanım:) devamını bekliyoruz 🧚
YanıtlaSilyorumunuz için ben teşekkür ederim,keyifli günler!
SilTavsiyenizle kitabı edinmiştim.Heyecanla sırasının gelmesini bekliyorum ☺️ Açıklamalar için teşekkürler
YanıtlaSilumarım severek okursunuz,ben teşekkür ederim :)
SilAnladığım kadariyla kitapta etkin biçimde kullanılan hayatı sorgulayıcı üslup tarihte bir çok kez, kitlesel felaketlerden sonra görülmüştür. Veba sonrasında ortaya çıkan Ölümün Dansı bkz; (Danse Macabre) Avrupa'da yaygınlaşmış, tanrının ve otoritelerin varlığının sorgulanmasına neden olmuştur. Hiroşima felaketi üzerine ortaya çıkan bu ruh halinin kitaplara yansıması olabildiğince öngörülebilir. Bilgiler için teşekkür ederim. Harika bir yazı, en kısa zamanda okuyacağım. Yeni yazılarını takipteyim.
YanıtlaSilselamlar,mutlaka bakacağım belki bir yazımda da yer verebilirim! katkın için çok teşekkürler :))
SilDediğiniz gibi tam da bu dönemde okunacak bir kitapmış . Sayenizde yeni bir dünyaya daha yolculuğum başlayacak.
YanıtlaSilMerakla bekliyorum yazılarınızı, samimi yorumunuz için teşekkürler...
katkı sağladınız için ben teşekkür ederim, keyifli okumalar! :))
Sil