Beklentiler, beklenmeyenlerse eğer? 



Hiç bir zaman beklentiler içinde olmayan, 20li yaşlarında biriyseniz eğer, evet hayat çoğu zaman beklentilere girmediğiniz , sürpriz sonuçlarla karşılaşmayacağınız için oldukça sancısız geçiyordur. Oturup bunu biraz düşündüğümde, aslında bunun boş vermişlik değil de kendi psikolojim ve hayatın bana getirdiği sürprizlere karşı en hafif zararla atlatabilme şeklim olduğunu anladım diyebilirim. Çoğumuz aslında başımıza gelen, beklenmedik olumsuzlukları yaşadığımızda, aslında olayın kendisinden çok, kurduğumuz senaryonun tam tersini yaşamanın üzüntüsüne odaklanıyoruz öyle değil mi? Aslında bunu kendimize de yaşatan yine kendimiziz desek pek de yanılmış olmam sanırım.

Biraz durup düşündüğümde aslında kendim için yaptığım her şeyde, tüm olumsuzluklarda en hafif zararla atlatmamı sağlayan bu metot eminim ki uygulayan herkesin de bu şekilde süreçlerini yönetmelerine fayda sağlayacaktır. Denendi ve bizzat uygulandı! :) 

Bu elbette ki hayattaki amaçlarınızın olmadığını göstermiyor. Aslında tam olarak amaçlarınızı en iyi şekilde gerçekleştirip gerisini biraz da akışına bırakıyor oluşunuz diyebilirim. Siz yine elinizden gelen her şeyi bir şekilde, en iyi halinizle yapmayı seçin fakat olacakları kontrol edebilme gibi süper gücünüzün de olmadığını bilin, çünkü bilin ki kafanızda kurduğunuz ve olmasını istediğiniz ama olamayan, belki de olması mümkün olmayan tüm ihtimaller sizi yaralayıp bir anda dünyanızın tepetaklak olmasına neden olmasın. 

Hayatımdan biraz örnekler vererek aslında bunun nasıl uygulamaya çalıştığıma bakalım ; 


Hayatımda hep beklentilere girerek bir şeylere başlardım. Zaten hepimiz aslında biraz da buna maruz kalmıyor muyuz? kızım/oğlum sınava iyi çalış da iyi bir liseyi kazan, o yetmez iyi bir üniversiteye gir de kendini kurtar, sonra iyi bir işe başla da artık paranı kazan, hatta yetmez iyi bir eş bul da yuvanı kur...

aslında neye göre iyi ya da hangi beklentilerin karşılığı olan ''iyi''
 
her zaman hedefleri olan bir çocuktum ama hep de çok beklentiye girerdim. Lise sınavına da çok çalışırdım ( elimden geldiğince ve  çalışmadığım zamanlarda vicdan azabı çekerek geçen bir dönemdi) ama istediğim gibi bir  liseye gidemedim. Neyse dedim çalışırım ''iyi'' bir üniversite kazanırım. Aslında durup bir dakika istediğim şeyleri düşünen biri olabilseydim ( ki o yaşlarda biraz zor gibi, eğer şanslı ve etrafınızda sizi yönlendiren biri yoksa ) şuan her şey çok farklı olabilirdi. İyi bir üniversiteye gideyim diye beklentiye girdim. Sadece ben mi? benden çok herkes diyebilirim. Kocaman bir beklenti havuzu. seç, beğen  al herkes içinde! 

Peki günün sonunda ne mi oldu? Tahmin etmesi zor olmasa gerek , istediğim üniversiteyi de bölümü de kazanamadım. İkinci yıl denedim, yine istediğim ve beklediğim olmadı. Ne kadar sancılı bir süreç olabildiğini tahmin etmeniz zor olmasa gerek. Sonra istemediğim bir bölümü okurken aslında ne beklediğimi ve ne istediğimi biraz düşünme fırsatım oldu. Çünkü inanın buna o kadar maruz kalıyoruz ki... Bir an bile etraflıca düşünecek bir anımız olamayabiliyor.

Sonrasında ne mi oldu? 

Hayatımda ilk defa beklentiye girmeden tekrar üniversite sınavına girdim. Hem de etrafımdaki çoğu kişinin de haberi olmadan. Ve kazandım! 
Evet gerçekten, hem de tam burslu olarak, hem de istediğim fakülteyi kazanmıştım Çok garip değil mi ? Aslında değilmiş. 

İşte hayatta gerçekten bizi baskılayan ve bir şeyleri daha iyi yapamamamıza sebep olan şey '' beklentiler''

Bu zamana kadar herhangi bir olumsuzlukta yoluma devam etme gücünü bana veren ve bir şeyleri daha hafif sancılarla atlatmamı sağlayan metodum bu diyebilirim. 

Elbette ki bir fikriniz, bir isteğiniz ve hedefiniz olabilir. Bu bir okul için, bu yeni tanıştığınız biri için, belki atacağınız ilk mesaj için, başvurduğunuz bir mülakat için...  günün sonunda herkes istediği şekilde sürecin ilerlemesini ister ki bundan doğalı da yoktur , fakat hayatın sizin için neyi planladığını bilemezken, tonlarca plan yapmak sizce de biraz fazla değil mi? 

Bunu milyonlarca kez çeşitlendirebilirim. Burada söylemek istediğim tek şey; özünde herkes her şeyin en iyisi veya kötüsü olabilir. Siz sizin için en iyi olanı, size iyi geleni ve elinden geldiğinizin en iyisini yapmayı hedefleyin, tabii ki herkes sonucun planlandığı gibi gitmesini isteyebilir fakat günün sonunda bir şeyler olmuyorsa da, emin olun onun bir sebebi vardır. En azından ben buna çok inanıyorum. Bugün beklediğiniz ve sizin için gerçekleşmeyen o şey ne ise, emin olun gerçekten istediğinizde bir başka hale bürünüp sizin önünüze çıkıyor. Sadece buna inanın, ve bir kere de bunu deneyin. Ne kaybedersiniz öyle değil mi ?

Bir zamanlar beni üzen o şeylere şuan her gün teşekkür ediyorum, eğer beklentiye girmeden istediğim bölümü daha erken kazanan biri olsaydım, belki de hayatımın aşkı ile şuanda hiç tanışmıyor olacaktım, kim bilir? 

.
.
.

Bu yazıyı okumadan önce de eminim ki bir beklentiniz vardı :) karşılandı mı ? açıkçası pek de buna odaklanmamayı seçiyorum, çünkü bu sefer beklentiye giren tarafın ben olmasını istemiyorum :)