Sevmeli insan daldaki yaprağı yerdeki toprağı ama önce kendini, her şey ve herkesten önce kendini


Herkese selam! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir ve hayatınızda her şey yolundadır!


Bugün bana ilham veren bir hikâyeden yola çıkarak, aslında hepimizin bildiği ama çoğumuzun unuttuğu bir şeyden bahsetmek istiyorum. ‘’kendini sevmekten’’

Bugün çok sevdiğim birinin Anneannesinin ona anlattığı bir hikayeden ilham alarak, insanın kendisini sevmesi üzerine bir şeyler yazmak istedim!

Umarım kendinizden bir şeyler bulduğunuz ve sizin de ilham aldığınız bir yazı olur, şimdiden keyifli okumalar!



Kendinizi ve olduğunuz kişiyi seviyor musunuz? Öncelikle bu soruyu sorarak başlamak istiyorum. Evetse; bu sevdiğiniz şeyler neler? Hayırsa; sevmediğiniz şeyler ve sebepleri neler?

Hiç düşündünüz mü?  

Düşünmediyseniz eğer şimdi tam şuanda böyle bir sorunun size sorulduğunu ve bu soruya verecek bir cevabınızın olup olmadığını düşünmenizi istiyorum.


Aslında hepimiz hayatımızın her anını bir şeyleri sevmek üzerine kuruyoruz diyebiliriz. Tabii ki herkes için sevginin tanımı ve karşılığı farklı olsa da, günün sonunda insanın en büyük ihtiyaçlarından biri olduğu da yadsınamaz bir gerçek. Kavramlar elbette ki  değişebilir, bazen evcil hayvanımızı sevebiliriz, belki bir şarkıyı defalarca dinlemeyi sevebiliriz, yemekten zevk aldığımız bir yemeği çok sevebiliriz, Kitaplarımızı ya da içindeki karakterleri, bir anımızı hatırlamayı, bazı yerleri, günleri ,belki okumayı veya yazmayı, sevdiğimiz birinin doğumunu, veya bir şeyleri tasarlamayı, üretmeyi  ya da arkadaşlarımızı veya sevgilimizi …

Sonu olmayan, var olduğu her şeyde karşılık bulabilen yegane bir kavram! Sevmek...

Besleyici, koruyucu ve kollayıcı, insana her şey ile başa çıkma gücü veren, çok zor anlarda aklımıza getirdiğimiz belki de hayatı daha yaşanabilir kılan, düştüğümüzde güç aldığımız ilk şey! Sevgi!

Peki bu kadar güçlü olan bu duygunun yönünü kendimize doğru çevirdiğimizde, neden bu kadar bencil olabiliyoruz? Neden sevdiğimiz herhangi bir şey için dünyaları karışımıza alabilecek kadar gözümüzü karartabiliyorken, konu kendimiz olduğunda öz sevginin tanımını bir an olsun düşünmüyoruz?

Bu konuyu ele almadan önce, Nietzsche’nin şu sözleriyle devam etmek istiyorum;

 “İnsanın kendine dayanabilmesi ve boşluğa düşmemesi için kendini gerçekten sevmesi gerekir." Her şey insanın kendini sevmesi ile başlar. Çünkü içinde olmayan şeyi başkasına veremezsin. Çünkü, sen seni sevmezsen. Karşındaki insan, seni neden sevsin?

Sizce de çok haklı değil mi?

Sevginin gücünden güç almak isteyen insan, dünyalara kafa tutabilecek cesareti ve gücü bulabilen insan, sevmeye önce kendisinden başlamalı. Önce kendini sarmalı ve kendi için, o cesareti ve gücü sarf etmeli. Eğer ki  
karşı tarafın sizi sevmesini istiyorsanız, önce siz kendinizi sevmelisiniz. Çünkü insan ilk önce kendisini sevdiğinde, size sevgi gösterme yükünü de bir başkasının omuzlarından almış oluyor değil mi?

Lütfen kim olursanız olun, nasıl bir görünüşe, nasıl bir aileye veya arkadaşlara sahip olursanız olun, sosyal çevreniz ne şartlarda olursa olsun, bunların hiçbirinin öneminin olmadığını bilin ve her şeyde önce kendinizi severek başlayın. Siz kendinizi öz şefkatinizle donatın, kendinizi dinleyin, kendinizle vakit geçirin ve ilk önce kendiniz için yaşayın. Bunları hiçbiri yalnız olduğunu ve birinin sevgisine ihtiyacınız olduğu anlamına gelmiyor. Korkularınızı, üzüntülerinizi, hatalarınızı kabul edin ama her şeyden önce kendinizi sevdiğinizi!

Siz biriciksiniz, özelsiniz ve bu dünyada sizden bir başka daha yok. Hiçbir zaman bunu unutmayın.

Unutmayın ki, kendinizi sevmeye başlamanın en iyi yolu, sadece başlamaktır. Kendinize vakit ayırın, size iyi gelen insanlara vaktinizi ayırın ve size iyi gelmeyen, gününüzü kötü geçirmenizi sağlayan insanları hayatınızdan çıkarın. Bunu söylemek her ne kadar kolay gibi gözükse de uygulamak çok daha kolay!

Bir tane hayatınız var ve bu hayat sizi aşağı çeken ve size iyi gelmeyen insanlar için yaşamak kadar uzun değil, öyle değil mi?  

Bazen başkalarını sevmek, kendinizi sevmekten daha kolay görünebilir, ancak unutmayın ki  kendini kabul etmek, başkalarıyla sağlıklı ilişkiler geliştirmenin de önemli bir parçasıdır. Neyse ki biraz pratik ve sabırla kendinizi sevmeyi de öğrenebilirsiniz 😊 Şükretmek ve olanı kabullenmek emin olun her şey için atılacak en iyi adım!

Bunun için;


Kendinizle ilgili olumsuzlukları kabul edin. Kabul etmek ve sonrasında yolunuza devam etmek olumsuz düşüncelerin üstesinden gelmekte emin olun her şeyi daha da kolaylaştıracaktır.

Mükemmel olmak zorunda değilsiniz, hayatta hiçbir şeyin mükemmel olduğunun bir kanıtı da yok. Herkesin hayatı zor, herkesin hayatında zor dönemler üstesinden gelemeyeceğini düşündüğü anlar oluyor, herkesin hataları ve pişmanlıkları var, tek olmadığınızı, diğerlerinin mükemmel olduğu düşünmeden , olumsuzlukları kabullenip ,akıp gitmesine izin verin.

 Olumsuz düşüncelere odaklanmak yerine bu durumu nasıl daha iyi hale dönüştürebilirim ihtimalini düşünmek emin olun her şeyi daha da kolay kılacaktır.

 Herkesten önce siz kendinizi siz kutlayın ve ödüllendirin. Hiçbir zaman başkalarının sizi kutlamasına ihtiyaç duymayın, önce sizi kutlayan yine kendiniz olun!

Meditasyon yapıp kendinizle baş başa kalıp, bir şeyleri kâğıda döküp, sıcak bir kahve içip, birkaç sayfa kitap okuyup, sevdiğiniz ve size iyi gelen insanlarla vakit geçirmek emin olun size de çok iyi gelecek!

 

Bomboş bir sayfaya sevdiğiniz yönlerinizi ve sizi siz yapan özelliklerini yazın veya sesli düşünün! Bakalım kendinizde neleri sevmeye başlayacak ve fark edeceksiniz! Basit görünen bu adımı atıp denemekten ne kaybederiz öyle değil mi?

 

(İlham aldığım o hikâyenin linkini bırakıyorum 😊)

https://www.instagram.com/tv/CVqMAjIlpbD/

 

Buraya kadar okuduysanız eğer bana yorum bırakabilir, fikirlerinizi benimle paylaşabilirsiniz!
Sevgiyle!
😊